Ak Parti iktidarı seçimler ile elde edemedikleri belediyelere, Kayyumlar atayarak millet iradesine kıyım yapmaya hızla devam ediyor. Haklarında kesinleşmiş hiçbir karar olmadan dört duvara mahkum siyasiler hızla çoğalmaya başladı.
2019 yılında yerel seçimler yapılmış Hdp 65 belediyeyi almıştı.
Ancak seçimden hemen sonraki haftalarda Yüksek Seçim Kurulu ara fark ile %70 kazanan
6 Hdp’li başkanın mazbatasını vermedi!
Peki tahmin edin mazbatayı YSK kime verdi?
-Ebetteki Ak partili ikinci sırada %25 oy alan adaya verdi.
İktidar bu durumdan hoşnut olmuş olmalı ki, seçimden üç ay sonra Kanun hükmünde kararname (KHK) ile seçilmiş belediye başkanlarını almaya başladı ve sonuç itibari ile 65 belediyenin 59 ‘u görevlerinden alınarak yerlerine “kıyım” pardon “kayyum” atandı.
Ak parti iktidarı 2001 – 2016 yılına kadarki iktidarında terörün en zirve yaptığı, belediyelerin en yoğun şekilde KCK’nın kontrolünde olduğu ve desteklediği dönemlerde hiçbir belediyeye kıyım yapıp kayyum atamadı.
Neden bu tarihe kadar suskun kaldı?
“Roj baş” – Günaydın
Peki neden?
Kanun, yasa, adalet ve hukuk nerde?
Elbette askıda artık!
Hadi atadınız o zaman gelen kayyumlar kimler?
O şehrin kanaat önderleri mi?
– Hayır.
O şehir ile aidiyeti olanlar mı?
-Hayır.
Her bir kayyum bir başka ilden…
Her biri de aynı zamanda o ilin valisi ve kaymakamı OH NE ALA! NE ALA!
Milyonlarca insanların yaşadıkları şehirler atanmışlar tarafından yönetilmektedir. Bir şehrin valisi de belediye başkanı da aynı kişi. Bir ilçenin kaymakamı da belediye başkanı da aynı kişi.
On parmağında on marifet. 3-5 yıl görev yap, o şehrin tüm dinamiklerini değiştir, sonra çekip git. Oh ne güzel millete hesap vermek, yüzleşmek yok. Gelen kayyumlar kendi ekipleri ile geldiler yerel aktörleri yok saydılar. Valide belediye başkanı da olunca yerel bürokratlar yerel siyasiler yerel isimler kendi şehrine bir bir yabancı oldular.
Öyle ya koskoca ülkeyi BİR KİŞİ yönetiyor. Aynı durum aşağıya kadar sirayet etmesi gerekmez miydi?
Öyle ya BİR KİŞİ ne derse o olacak, herkes biat edecek.
Şehirlerin siyaset, bürokrasi, kültür alanlarındaki tüm yerel aktörler yaşarken öldüler insanlar değersizleşince şehirler değersiz hale geldi. Oysaki o şehrin ruhunu bilenler o şehrin bürokrasisinde makamlarında çocuklukları geçtiği mekanlara hizmet etmek isterlerdi.
Hepsini öldürdünüz!
Koca koca ruhu olan şehirlere kıyımlar yapan kayyumlar,
Doğrudan temin, davetiye usulü ile milyar liralık işleri dilediklerine pas ettiler ve hiçbiri soruşturulamadı, bunun adına güvenlik tedbiri, terör dediler acil dediler, afat dediler işleri hep şehrin dışındaki yabancı firmalara pas ettiler.
DAĞDAN GELİP BAĞDAKİNİ KOVDULAR!
Sayıştay raporlarına göre kayyum atanan belediyelerin birçoğunda ciddi usulsüzlükler ve yolsuzluklar var. Zaten süreç içerinde artık dayanılamaz hale gelen bazı kayyumlar görev yerleri değiştirtilerek kayyumlara kayyum atanmıştır.
Kayyumlar kıyımlar yapmaya devam ediyorlar, kayyum oldukları şehirler ile hiçbir bağlantısı olmayanlar şehirlerin ruhu ile oynadılar.
Kayyumlar kimden emir alıyorlar?
– İktidardan. Peki iktidar kim?
Demokrasinin olduğu iddia edilen bir ülkede,
Oy alamadığı bir şehre, dayatma ile kayyum yollayıp kendisine oy vermeyen bir şehri yönetmeye çalışan bir iktidar anlayışı.
İktidar; ülkenin batısında belediye başkanları bir yolsuzluk yapınca başkanı görevden alıp yerine belediye meclislerinden birini seçtirirken, kendisinden olmayan bir başka belediyeye aynı yaklaşımı göstermeyi çok görüyor.
Sahi, Ankara Büyükşehir belediye başkanı Melih GÖKÇEK neden görevden alındı? Yolsuzluktan mı? Başka bir suçtan mı? Keyfimi?
Şu anki belediye başkanı Mansur Yavaş’ın savcılığa verdiği suç duyurusuna göre yapılan yolsuzluk 3 katrilyon.
Aynı suç duyurusu muhalefet patisi için verilseydi ne olurdu?
Teröre yardım ve yataklık yapmak ne kadar suç ise, yetimin, fukaranın, beytülmalin parasını çalmak yolsuzluk yapmakta o derece suç değil midir?
Kendi atadıkları memurların, düzenlediği SAYIŞTAY raporlarına göre yolsuzluk yapanlara susanlar, yarın iktidar değiştiğinde bu raporlarda bahsi geçen konuların akıbetinin ne olacağını sanıyorlar? Bu anlamda SAYIŞTAY denetçilerine buradan teşekkür ederiz.
Hala ülkemizde yetim hakkını savunanları görmek gurur verici.
Peki Sayıştay raporlarında yer almayan konular…?
Kayyumlar kıyıma devam ede dursunlar, GELECEK onurlu bir mücadele vererek hakkı gözetenlerin olacaktır.
15 temmuz şehitleri ve gazileri için toplanan 309 milyon parayı alamayan ŞEHİT VE GAZİLERE SELAM OLSUN.
Aydınlık bir GELECEK dileklerimle.
Ne yediğimizden anladık, ne içtiğimizden anladık 18 yıldır. Erken seçimle mi, genel seçimle mi neyle giderseniz gidin. Düşün milletin yakasından.
Varmısınız AİHM’e Kayyum atasınlar..
Yada çoklu AİHM kursunlar..
İKTİDAR, güya Kitle İmha Silahlarının Yayılmasını Önleme yasasıyla, OECD’nin ‘gri listesinden’ kurtulma kisvesi altında, YARGI KARARI OLMADAN İçişleri Bakanı eliyle; Dernek-Vakıf-STK’ları kapatma, kayyum atama, yönetime el koyma derdinde!
OHAL düzeni peşinde!
Sessiz kalmak suçua ortak olmaktır. Tebrik ederim başkanım. İdolümsünüz